Akdeniz Foklari
Akdeniz Foku, Fotograf Cem Kirac
Akdeniz foklari 20. yüzyilin basina kadar tüm Akdeniz kiyilari ile dogu Atlantik kiyilarinda Portekiz'den Bati Afrika sahillerindeki Senegal'e kadar 1000'lerle ifade edilen bir nüfusa sahip olarak serbestce yasamlarini sürdürüyordu. Ancak asiri avlanma, yasam alanlari kaybi ve deniz ekosisteminin bozulmasi nedeniyle türün dünya dagilimi daraldi ve nüfusu hizla azaldi. Akdeniz foku bugün dünyada sadece Yunanistan, Türkiye, Fas, Moritanya ve Maderia Adalari'nda yasamakta olup toplam nüfusu 450 ile 500 arasinda tahmin edilmektedir. Moritanya sahillerindeki Akdeniz foklari gercek bir fok kolonisi özelligi göstererek birlikte yasamakta populasyonu ise insan baskisi nedeniyle birlikte bulunmak yerine cogu zaman tek tek dolasma ve yasama seklini secmeye zorlanmislardir.
Akdeniz foku dünyada birbirinden kopuk 2 ana bölgede yasamaktadir:
1. Atlantik Nüfusu (Moritanya kiyilari, Maderia Adalari ve Fas)
2. Akdeniz Nüfusu (Yunanistan, Türkiye ve Bati Akdeniz)
Türün en büyük populasyonu Ege Denizi'ndedir. Dolayisi ile Akdeniz fokunun Akdeniz'de soyunu sürdürebilmesi ve ekosistemde varligini koruyabilmesi esas olarak 2 ülkenin elindedir: Türkiye ve Yunanistan.
Bir dünya mirasi olan Akdeniz fokunun korunmasinda Türkiye önemli bir ülke konumundadir.
Türkiye'de yapilan cesitli bilimsel calismalarda bireysel tanimlama yolu ile 31-44 arasinda Akdeniz foku bireyi tanimlanmis olup, kiyilarimizda 100’den az fok yasadigi tahmin edilmektedir ki dünyadaki fok populasyonunun 450-500 oldugu gözönünde bulunduruldugunda bu sayi önemli bir yer tutmaktadir.
Akdeniz foku dagilimi kiyi boyunca süreklilik yerine belirli bölgelerde yogunlasma özelligi göstermektedir. Türkiye kiyilarinda foklar;
1. Karadeniz'de; Samsun Yakakent ile Bartin Bogazi arasinda,
2. Marmara'da; Marmara Adalari ve Mola Adalari ile Biga Yarimadasi kuzey sahillerinde,
3. Ege'de; Gelibolu Yarimadasi Ege kiyilari ile Behramkale arasinda ve Yeni Foca ile Datca arasinda,
4. Akdeniz'de; Datca ile Kemer arasinda, Alanya ile Tasucu arasinda ve Hatay Samandag ile Suriye siniri arasinda, kalan sahillerde var olma mücadelesi vermektedir.
Türün korunma derecesine bagli olarak kiyilarimizda Akdeniz foku ölümleri oldugu gibi yavrulama ve cogalma da gözlenmektedir.
Akdeniz Foku, Fotograf Cem Kirac
YASAM ALANI
Akdeniz foku, "Üzerinde yapilasma olmayan, insanlarin kolay ulasamadigi veya insan faaliyetlerinden uzak kalmis, tercihen üreme ve/veya barinma islevleri gören kiyi magara ve kovuklarina sahip; sessiz ve tenha kayalik sahiller" i yasama alani olarak secmekte ve bu alanlarin bozulmasindan direkt olarak etkilenmektedir.
Öte yandan bu tanimdan yola cikarak Akdeniz foklarinin farkli yapida sahilleri (örnegin kumsal kiyilar ve kiyi yerlesim bölgeleri) kullanmadigi sonucuna varilamaz. Akdeniz fokunun özellikle beslenmek icin issiz kayalik sahillerin disina cikarak dolasim alanini genislettigini, kumluk, cakillik kiyilar ve nehir agizlarina da ugradigi bilinmektedir.
Ancak, Akdeniz fokunun birincil yasam alani issiz ve yapilasmamis kayalik kiyilardir. Büyük bir deniz memelisi oldugundan dar yasam alanlari icinde barinamaz. Tür ancak, makul büyüklükte ve uygun kiyi alanlarinin olmasi durumunda varligini sürdürebilir ve güvenle yavrulayabilir.
YOK OLMA NEDENLERI
1950’lerde Istanbul Bogazi’nda bile görülen hatta yavrulayan Akdeniz foklarini günümüzde görmek icin aylarca beklemeniz gerekebilir. Akdeniz fokunun bir insan ömrü süresi icinde dünyada yok olma sinirina gelmesi gercekten trajik bir olaydir. Dünyada diger fok türlerinin avcilari yine deniz canlilari olmustur; örnegin katil balinalar, leopar foklari, köpekbaliklari, kutup ayilari ve hatta cakallar gibi.
Peki sularimizda yasayan Akdeniz fokunun düsmani nedir? Bu nadir türü yok eden nedenler ne yazik ki dogal degil. Akdeniz fokunun tek düsmani insandir!.. Doymak bilmeyen insanin “keseri hep kendine tutarak agaci yontmak” seklindeki doga yaklasim bicimi AKDENIZ FOKUNU VE DEgERLI KIYI ALANLARINI yok etmektedir.
Insan deyince isin icine hirs ve para dolu bazi belirgin insan faaliyetleri giriyor; yapilasmayi hizlandiran el degmemis kiyilarda yeni yollarin acilmasi, ikinci konut kentlesmesi, koylarin bir bir turizme acilmasi, bunlarin neden oldugu kirlilik, foklarin kasti öldürülmesi (eskilerde yagi ve derisi icin avciligi) ve kanunsuz yapilan trol trata ve girgir avciligi. Ne yazik ki, ülkemiz kiyilarinda amansizca süregelen bu faaliyetlerin denetlenmesi ya hic yapilmiyor ya da son derece yetersiz.
Akdeniz fokunun yok olmasi tek bir faktörden kaynaklanmaz. Birbirini tamamlayan 5 faktörün bilesimi sonucunda bu ender deniz canlisi, kiyilarimizla birlikte yok olmaktadir.
Bu faktörler türün azalmasina nasil etkide bulunur?
1.Yasam Alanlarinin (Kiyilarin) Isgali:
Foklarin yasam alanlari dogal yapisini koruyan sakin kiyilardir. Türkiye’de böyle alanlar gitgide azalmaktadir. Bu kiyilara acilan YOL ve insa edilen IKINCI KONUTLAR veya TURISTIK TESISLER, kiyi alanlarinin dogalligini sakinligini bozdugu icin Akdeniz foklari tarafindan bu yörelerin terk edilmesine neden olmaktadir.
Üstelik bu olumsuz faktör sadece Akdeniz fokunu etkilememekte, ayni zamanda binlerce yillik kültürel gecmise sahip Anadolu kiyilarindaki antik yapitlarin ve kültürel degerlerin, verimli tarim alanlarin TAHRIP EDILMESINE neden olmakta ve dogal peyzaj (estetik görüntü) bozulmaktadir.
Akdeniz foklari,insan faaliyet alanlarindan uzak yerlerde yasarlar.Bu issiz yerlerde insanlarin bulunmamasi,sahis mülkiyetinin olmamasindan kaynaklanir. Kayalik ve dalgali bir morfoloji arzeden bu tür alanlar,kamuya ait hazine arazilerinden olusur.
Ancak kamu arazilerinin satildigi ya da kiraya verildigi ülkemizde,Akdeniz foklarinin tutunduklari son dallar da kesilmektedir. Ayrica, 65.000.000.ülke insanimizin ortak mallari olan hazine arazilerinin yapilasma acilmasi oldukca düsündürücüdür
2. Yasadisi ve Asiri Su Ürünleri Avciligi:
Foklarin besinleri tamamen deniz ürünlerinden olusmaktadir. Denizlerimizde yillardir yapilan ve hala süregelen kanunsuz ve bilincsiz suürünleri avciligi (kanunsuz yöntemlerle yapilan trol,trata,gir-gir avciligi ve zaten yasak olan dinamitcilik ve tüplü/iskli zipkincilik) sonucunda denizlerdeki balik stoklari ciddi bir azalma gösterilmistir.Sonucta kiyilarda avlanan hem fok (ve beslenme aginin en üstündeki benzeri canlilar) ve hem de kücük kiyi balikcisi cok zarar görmektedir;foklar besinsizlikten ac kalmakta,kiyi balikcisi ise gecim sikintisina düsmektedir.
Kanserlesmis bu soruna cözüm bulunmadigi sürece, hem foklar (ve benzeri gelismis canlilar)yok olacak hem de insanlarimiz cok yüksek fiyatlarla balik yemeye devam edecektir.Hatta hic balik bulamayacagimiz günler de gelecektir Bu ise deniz ekosisteminin cöküsü demektir…
3. Foklarin Kasti Öldürülmesi:
Balik stoklarindaki azalmadan dolayi,ayni sularda avlanan fok ve kücük balikci arasindaki rekabet siddetlenmekte ve zaten gelir seviyesi düsük olan kücük balikci, fokun neden oldugu en kücük ziyana karsi bile büyük tepki göstermektedir.
Sabri tasan kücük balikci günün birinde denizde karsilastiginda foku tüfekle öldürmekten cekinmemektedir.
Burada kim suclu; foku öldüren kücük balikci mi,yoksa balikcinin agindan yasamak icin balik alan fok mu?
Ikisi de degil. Aslinda burada sorumlu olan ve sorunun kökünde yatan kanunsuz ve asiri avlanan trol, trata ve gir-gir avcilari ve her türlü yasadisi su ürünleri avciliginin denetlemeyen yetkili birimlerdir.
4. Fok Magaralarina Turistik Dalislar:
Foklarin yasadiklari (yavruladiklari,dinlendikleri veya beslendikleri)mekanlar denizden girilen kiyi magaralaridir. Ister sualti,ister suüstü girisli olsun fok magaralari son senelerde turizm baskisi altinda büyük darbe görmüs ve bir cok magara dalgic turistlerin yol actiklari rahatsizliktan dolayi foklar tarafindan kullanilamaz hale gelmistir. Önce tekneler ve yüzerek girilebilen (suüstü girisli) magaralar ve daha sonra dalis firmalari tarafindan magara dalisi veya fok gösterme adi altinda turist daldirilan (sualti girisli) magaralar gitgide foklar tarafindan terk edilmektedir. Kanunen yasak olmasina karsin bilerek veya bilmeyerek pekcok dalis firmasi özellikle Bodrum, Marmaris, Fethiye, Kas ve Alanya civarinda fok magaralarina turistik dalislar yaptirmakta ve bu konuda hicbir uyari almamaktadir
5. Deniz ve Kiyilarin Kirlenmesi:
Denizlerin ve özelde fok yasam alanlarinin kirlenmesi sonucunda foklar bölgeyi daha az kullanmakta veya terk etmektedirler. Denizlerimizde yaygin olmayan bu sorun su ana kadar somut olarak birkac yerde karsimiza cikmistir.Ancak,potansiyel bir tehdit olarak karsimizda durmaktadir. Ayrica az da olsa, Akdeniz foklarinda agir metal birikimi tesbit edilmistir.
Kirlilige örnek olarak, 1996 yillinda önemli fok yasam alanlarindan olan Gümüslük cavus Adasi’ndaki fok magaralarinda yasanan petrol kirliligi, Sinop Inceburun yakinlarinda arastirmalar sirasinda fok magaralarinda görülen asiri evsel atik (naylon,ip vs.) kirliligi ve nadir de olsa bazi foklarin bas ve boyuna ip ve bez parcalarinin dolanmis olmasi verilebilir. cavus Adasi’ndaki petrol kirliligi fokun yasam alanini, Foca’da yasamis olan Disi Korsan’in basina sikica dolanmis ip parcasi ise türü direkt olarak etkileyen en somut iki kirlilik vakasidir. Yine de bu sorun ilk üc sorun kadar yaygin ve etkin degildir.
KAYNAK: AFAG
AFAG
AFAG, 1987 yilinda ODTÜ / Sualti Toplulugu catisi altinda calismalarina basladi. 1991 yilinda gerceklestirdigi yogun seminer ve tanisma toplantilari sonucunda cekirdek grubunu genisleten AFAG, ilk profesyonel ve uzun süreli arastirma / koruma projesine 1993 yilinda WWF (Dünya Dogayi Koruma Vakfi) maddi destegi ile Foca'da basladi. Foca Pilot Projesi adi altinda günümüze kadar basari ile yürütülen bu proje disinda, AFAG 1993'den bu yana toplam 16 kisa, orta ve uzun vadeli arastirma-koruma-egitim projeleri gerceklestirdi. 1994'de Sualti Arastirmalari Dernegi (SAD) nin kurulmasi ile calismalarini SAD bünyesinde daha etkin bir sekilde yürütmeye basladi. Mayis 1998'de ODTÜ Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü'nde görevli Akdeniz foku arastirmacisi bir grup bilimadaminin AFAG'a katilmasi ile AFAG önemli bir gelisme kaydetti.
AFAG, 11 yildir, Avrupa'nin en nadir memeli türü olan Akdeniz fokunun Türkiye kiyilarinda yasamini sürdürmesi ve türün yasam ortami olan kiyilarin korunmasi icin caba göstermekte ve calismalar yapmaktadir. AFAG, " Akdeniz fokunu korumak; Akdeniz'i korumaktir!... " anlayisi ile, Akdeniz fokunun ve onun yasam ortami olan Akdeniz kiyi ekosisteminin korunmasi ve arastirilmasi amaciyla Türkiye'de kurulmus ilk sivil toplum kurulusudur.
AFAG, Akdeniz fokunun ve yasam alanlarinin Türkiye'de korunmasi amaciyla;
 Akdeniz fokunun kiyilarimizdaki yasam alanlarini, dagilimini ve sayilarini belirlemek icin arastirmalar ve türün ve yasam alaninin korunmasina yönelik calismalar yapar, kisa-orta-uzun vadeli projeler tasarlar, finans bulur ve uygular,
 Akdeniz fokunun ülkemizde azalmakta olmasinin ardinda yatan nedenleri arastirir, cözüm önerileri gelistirir,
 Basili ürünler, bilimsel ve popüler makaleler; seminer, konferans ve dia gösterileri yoluyla kamuoyu bilgilendirme ve bilinclendirme calismalari gerceklestirir,
 Ilgili devlet kuruluslari icerisinde, Akdeniz fokunun ve yasam ortaminin korunmasi icin alinmasi gereken önlemleri cabuklastirmak amaciyla, bilgilendirme calismalari yapar ve gösterilecek gayretleri tesvik eder, koordinasyon calismalari yapar,
 Yerel, ulusal ve uluslararasi camiada Akdeniz foku üzerine calisan kuruluslarla tecrübe ve bilgi alisverisinde bulunur.
|